HAREKETLİ GÜNDEM VE UNUTULAN GERÇEKLER

Merhaba sevgili okurlar... Hani uzun zamandır ertelediğimiz şeyler olur ama hep de aklımızın bir köşesinde dururlar. İşte bu köşe yazısını yazmak da benim için öyle bir konuydu. Bir süredir şahsi işlerimle ilgilendiğim için köşe yazılarını ihmal ettim malesef. Ancak tam da 6 Şubat'a bir gün kala bu yazıyı yazma isteği kuvvetli bir şekilde aklıma düştü diyebilirim. Ben size düşüncelerimi 5 Şubat 2023 tarihinden yani asrın felaketinin bir gün öncesinden bildireceğim.

Tam 1 yıl öncesine 5 Şubat 2023 gününe dönecek olursak benim için klasik bir Pazar günü olup hemen her zaman yaptığım şeyleri yaptığım sıradan bir gündü. Bu bahsettiğim sıradan şeyler ise doğa yürüyüşü yapmak gibi şeylerdi. Ama farklı olarak her Pazar günü uyumadan önce önümdeki haftanın taslağını çıkaran planlarını yapan biri olarak bu sefer yaptığım planlar çok daha radikal ve büyük planlardı. Ertesi sabah düşündüklerimin en ufak bir parçası bile aklıma gelmemişti. Bundan çıkardığım en büyük ders hayatta plansız olmak gibi bir şey söylemeyeceğim sizlere. Hala planlı olmanın, hayata dair taslaklar çıkarmanın önemine inanan bir bireyim. Ama öğrendim ki hayatta her an bırakın planlarımızın gerçekleşmesini planlarımızı hatırlayamayacak kadar korkunç olaylarla, durumlarla ve hatta insanlarla karşı karşıya kalabiliriz.

Daha fazla uzatmadan 6 Şubat depreminden etkilenen tüm insanlarımızın, canlılarımızın üzüntüsünü bir kez daha paylaşıyor ve toplum olarak bundan bize fayda sağlayacak dersler çıkarmış olduğumuzu umuyorum. Etrafa baktığımda malesef ders çıkaramamış aynı gösteriş budalalığına devam eden bir sürü insan görüyorum. En kötüsü de deprem ve sonrasında yaşanan zorlukları politik araçlara dönüştüren zihniyetler görüyorum. Bunlar karşısında üzülen, kalpleri kırılan tüm insanlara yalnız olmadıklarını onları anlayan en az kendileri kadar başka insanlar olduğunu hatırlatmak isterim. Bir evin görüntüdeki güzelliğinin güvenlik ve tedbirden sonra geldiği umarım bir gün herkes tarafından anlaşılacaktır. Sahip olunan eşyalara verilen önemin ise sadece bir cehalet belirtisi olduğu bu depremle bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Buna cehalet belirtisi diyorum çünkü hangi eğitim seviyesine sahip olursa olsun kendi kendisini yetiştirmiş bir birey eşyaların kendisini yücelttiğine inanmaz. Umarım toplum olarak kalpte ve beyinde sahip olduğumuz tüm bu yanılgılar yerini dengeli, huzurlu ve refah içinde yaşayan bir topluma bırakır.

Yaklaşan yerel seçimler sebebiyle depremin insanlar üzerinde bıraktığı etkinin gölgede kaldığını düşünerek bu yazıyı yazma gereği duydum. Umarım sizlere hislerimi doğru ve net bir biçimde aktarabilmişimdir. Ayrıca bilgilendirme kısmına gelecek olursak yerel seçim 2024 takvimi YSK tarafından yayınlanmış olup buna ve bilinmesi gereken detaylara ilişkin detaylı bir yazı daha paylaşacağım. Seçme hakkımızı doğru kullanabilmemiz sahip olduğumuz hak ve yükümlülükleri bilmemiz son derece önemli bir husus. Değerli okurlarıma hatırlatmak istediğim bir nokta daha var. Her fikri benimsemek zorunda değiliz ancak her fikre ve varoluşuna saygılı olmak, karşıt görüşte olsak bile karşımızdaki insanın fikirlerine saygı çerçevesi içerisinde yaklaşmak zorundayız. Zaten fikirlere saygıdan bahsedemiyorsak burada özgürlükten, modernlikten ve demokrasiden de söz edemeyiz demektir. En ufak farklı bir fikre tahammülü olmayan insanların modernizmin ve demokrasinin anlamını bilmediği, öncelikle kendilerini saygı ve siyaset bilimi konusunda geliştirmeleri gerektiği aşikardır. Bu nedenle yerel seçim gerçekleşene kadar ve sonrasında da insanlarımızın birbirilerinin en uç noktadaki fikirlerine bile saygıyla yaklaşmasını böylece gerçek demokrasi ortamında olmamızı diliyorum. Sevgi ve saygılarımla.05.02.2024

Av. Arb. Begüm KARA