Belediye Başkan Adayını Gazeteciler Belirlesin(!)

Öncelikle geçmiş Kurban Bayramınızı kutlayarak başladığım köşe yazıma gündeme dair bir konu ile devam etmek istiyorum.

Başlığı okuyan okurlarımın ne demek istiyor dediğini duyar gibiyim. Haklısınız aslında çünkü belediye başkan adayını belirlemek gazetecinin görevi değil ama seçim sonrası hesap vermek gazetecinin görevi gibi algılanıyor.

Dörtyol'da gazeteci her şeyden sorumlu. Devletten istediği hizmeti alamaz ama sorumlu gazeteci, çünkü yazmıyor.

Belediye yol yapmaz, sahil yapmaz, seyir tepesi yapmaz, çöpleri toplamaz bunların hepsinin sorumlusu gazeteci çünkü yazması gerek.   

Gerçeğinde sorumlu değil ama vatandaş öyle algılıyor ve sorular sürekli gazeteciye soruluyor.  Elbette vatandaş başımızın tacı basın olarak bizlerde yaşanabilir bir kente sahip olma arzusundayız. Ve istediğimiz hiçbir şeyi şahsımıza değil kamu adına istiyoruz.

Eğer ki yolları gazeteci yaptıracaksa, kamuyu gazeteci denetleyecekse o zaman Belediye Başkan adayını gazeteci belirlesin ki vatandaşın sorunlarına cevap versin.  Müdürleri Mülkü Amiri belirlesin, muhtarları seçsin, sonra halka hizmet gitmezse yapışalım gazetecinin yakasına. Soralım hesabını.

Şimdi bu yazdıklarım çok abes geliyor size hatta ne saçmalamış diyenleriniz bile olacaktır aranızda, ama inanın saçma değil; Neden mi?

Kim olduğu belli olmayan, siyasilerin, hakimlerin, savcıların, emniyetin oturup seyrettiği, haklarında yazılan her şeyi siyasilerin yutmak zorunda kaldığı sosyal medya hesapları kimin aday olup olmayacağını belirliyor.

Kimliği belli olmayan bir yada birden fazla şahıs çıkmış sen şöylesin aday olursan paylaşırım, diğerine sen böylesin aday olursan paylaşırım, sen o ittifaka çalıştın hainsin, sen bu partiye ihanet ettin adayım deme gibi tehditvari paylaşımlar yapıyor ve en ilginci de herkes mahalle dedikodusu gibi bunları konuşuyor. Aday adayı olmak isteyenlerden çıt yok. Savcılık diyor yurtdışı kullanımlı olduğu için bulamayız. Yani kısacası ne yaşadığımızı biz bile bilmiyoruz. Memlekette hizmet gerek, ilgilenen yok; deprem olmuş insanlar evsiz, konuşan yok ama sosyal medya takip edilip dedikoduya gelince maşallah herkes çift mesai çalışıyor, yıllık izin bayram izni kullanan bile yok(!)

Farkında olmadığımız tek şey bütün bunların sebebinin bulunduğumuz konuma göre davranmasını bilmiyor olmak, işimiz dışında her şeyi yapıyor olmak, Tıpkı gazetecinin haber yapmakta başka her şey göreviymiş gibi davrandığımız gibi.

Herkes bir koltuk sahibi olmak için her oyunu oynuyor, her fedakarlığa razı oluyor ancak o koltukta oturan kişinin hayatıyla oturması kalkması ile bilgisi ile idareciliği ile ekibi ile örnek olması gerektiğini kimse hesaba katmıyor gibi bir resim ortaya çıkar son dönemde.

Dörtyol hizmete aç bir şehir olarak sizce de artık bu tarz polemiklerden kurtulup kendine gelmesi gerekmiyor mu?

Şucu bucu olmadan siyasi parti gözetmeden hizmet edecek şahısları göreve getirmemiz geremiyor mu?

Kutuplaşmayı bırakıp dışlamayı bırakıp karşımızdakilere insan gözüyle bakarak tercih yapmamız gerekmiyor mu?

Dörtyol'un Belediye Başkan Adayını sosyal medyanın değil de, Dörtyol'da yaşayan insanların seçmesi gerekmiyor mu? 

Şimdi başlığa geri dönecek olursak Dörtyol'un Belediye Başkan Adayını sosyal medyada kimliği belirsiz hesapların belirlemesindense halkın birçok sorununa ve şehrin hizmet eksiğine hakim olan gazetecinin belirlemesi daha makul değil midir?

Gündeme dair farklı yazılarda buluşmak ümidi ile;

Hoşçakalın…

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Nöbetçi Eczaneler

Dörtyol nöbetçi eczaneleri
Main Colors:‎